top of page

Aidiyet ve Kent ile Dostluk Kurma Rehberi

Güncelleme tarihi: 28 Eki 2024

TuruncuParantez'in üçüncü yazısı ile herkese merhaba!


Hepimiz doğduğumuz ya da çocukluğumuzu, gençliğimizi geçirdiğimiz kentlere derinden bir bağlılık, aidiyet hissederiz. Ama bazen iş, bazen eş, bazen de farklı sebepler nedeniyle ait hissettiğimiz kentlerden ayrı düşmek zorunda kalırız. Bunun sonucunda mutsuz, kendini boşlukta hisseden yüzü asık insanlarla dolu bir kent ile karşı karşıya kalırız.


Şehir plancısı olmamın bir getirisi belki de bilemiyorum fakat doğduğumuz, yaşadığımız hatta gezdiğimiz kentlere ait hissetmememizin altında yatan en büyük neden o kenti tanımıyor, bilmiyor olmamızdan kaynaklanıyor. Kentlere bir insan gibi yaklaşmak gerekiyor aslında. Nasıl bir insanı geçmişiyle tanımadan dost olamıyor, sevemiyorsak aynı şekilde bir kenti de geçmişini bilmeden ne tam anlamıyla sevebiliyor ne de yaşayabiliyoruz. Kente karşı verdiğimiz tüm tepkiler, yabancı, güvenilmez, tekinsiz bir insana verdiğimiz tepkilerle birebir aynı oluyor. Bu tekinsizliğin getirdiği mutsuzluk ve öfke hayatımızı o kentte yaşanılmaz kılıyor ve sürekli bir arayış içerisinde oluyoruz.


Bu nedenle gezmek için de olsa bir kente gitsem önce o kentin isminin anlamını öğreniyorum. Ne zaman ve nasıl doğduğunu, ne badireler atlattığını, kimlerle hayatını paylaştığını, neler yapmayı sevdiğine bakıyorum. Tıpkı yeni bir arkadaş edinirken yaptığımız gibi. Hep bir ortak nokta buluyor ve kimi kentle çok yakın dostluklar kurarken kimisiyle ise sadece arkadaş kalıyorum. Bu yazı aidiyet duygusunu nasıl arayacağına dair bir rehber olurken bir yandan da Fethiye'yi başka bir gözle görmene yardımcı olacak. Eğer yolun Fethiye'ye düşerse ya da buraya yeni taşındıysan ve aidiyet duygusu senin için önemliyse belki sen de bu yöntemi deneyebilirsin! Hadi başlayalım!



ree

Fethiye! Doğasıyla herkesi büyüleyen bir şehir. Denizin eşsiz mavisi ile buluşan çam ağaçlarının her tondan yeşili ile size her gün bu dünyadan olamayacak kadar güzel bir manzara sergileyebilir, ruhunuzu dinlendirebilir! İlham mı o zaten doğa aşığı biriysen bir küçük orman yürüyüşü, bir deniz havası ile hep seninle!


O zaman ilk olarak Fethiye'nin ismini ve bu kentin nasıl doğduğuna bakarak onu tanımaya başlayalım ve aidiyet duygusunu oluşturmak adına bir adım atalım, ne dersin?


ree

Fethiye doğası ve deniziyle tarih boyunca tüm canlılar için aynı güzellikteymiş ki her zaman insan yerleşimlerine ev sahipliği yapmış. Bilinen eski adı Quvalapasa olan, Likçe Telebehi (ki ben bu ismini çok fonetik buldum 😍) ve elbette eski Yunanca ismi Telmessos olarak anılan bu güzel şehrin; M.Ö 2000'li yıllara kadar gittiği düşünülen yerleşimine ait herhangi bir kanıt daha bulunamamış olsa da M.Ö 5.yüzyılın sonunda kentin deniz kenarında yer alan ve günümüzün Fethiye merkezinin bulunduğu alana yayıldığı düşünülmekteymiş. Daha sonraları Anastasiopolis, Meğri, Makri, Beşkaza gibi birçok isimle de anılmış. Belki ilk olarak yeni arkadaşınla bağ kurmak için ona nasıl seslenmek istediğine karar vererek işe başlayabilirsin. Benim için hangisi olduğunu tahmin etmişsindir diye düşünüyorum.


ree

Elbette her kentin olduğu gibi Telmessos'un da mitolojik bir hikayede nasıl bu ismi aldığına dair bir öyküsü bulunuyor. Bizlerin isimlerinin ailemiz tarafından seçilme öyküsü olduğu gibi!


Tüm hikaye, Apollon'un (ki kendisi geleceğin habercisi olan, kahinlerin tanrısıdır.) Troia'lı ihtiyar Antenor'un kızına aşık olmasıyla ve onu tüm mitolojik tanrıların yaptığı gibi kandırarak hamile bırakmasının ardından doğan çocuğuna Telmessos adı vermesiyle başlıyor. Bu çocuğun ismi, doğumunu kutlamak amacıyla Apollon'u mutlu etmek isten insanlar tarafından Likya sınırında yer alan güzel Fethiye'ye veriliyor. Tıpkı çocuklarına anne ve babalarının isimlerini vererek onları onurlandırmak ve yaşatmak isteyen evlatlar gibi değil mi? Gerisi ise tam tahmin ettiğiniz gibi Apollon Telmessos'u, Telmessos kentine kahin olarak gönderiyor. Ve böylece Fethiye biliciler yani kahinler şehri Telmessos adıyla anılmaya başlıyor!


Eskilerin ''Tepesidelik'' olarak bildiği günümüzün Aşıklar Tepesi'nden bu biliciler körfeze bakarak her günbatımında yeni bir kehanette bulunuyor. Belki de tam bu noktadan kehanette bulunmalarının nedeni her akşam güneşin eşsiz bir manzarayla batarken onlara ertesi günden bir şeyler anlattığını düşünmelerinden kaynaklanıyordu, kim bilir! Bir akşamüzeri Aşıklar Tepesi'nden gün batımını izlersen kendini Telmessos'ta yaşayan bir kahin (bilici) gibi hissedebilir ve belki hayatınla ile ilgili küçük bir öngörü, bir ilham sezinleyebilirsin!


Dostlar birbirlerinin sırrını bilir değil mi? Fethiye'nin de onu gerçekten tanımak isteyenler için gizli bir öyküsü var. Merak ettiysen okumaya devam etmelisin!


ree

Fethiye'nin tarihi gizemle dolu. Çok büyük depremler geçiren bu kent her seferinde baştan kurulmak zorunda kalmış. Öyle olunca da tarihin izleri kaybolmuş gitmiş! Tarih ve kültür turizmi için tercih edilmese de aslında ''Troia Atı'' gibi gizli bir öyküsü bile var Telmessos'un! Hadi Fethiye'nin küçük bir sırrını öğrenerek onunla yakınlaşmanı sağlayalım!


Yüksek Lisans tezim için Fethiye'yi çalışıyor olmam nedeniyle ben bu öyküye Türk Tarih Kurumu'nun yayımladığı Prof. Dr. Nevzat Çelik tarafından hazırlanan Lykia Kitabı'nda rastladım.


Telmessos, yani Fethiye, bir zamanlar İskender tarafından Antipatrides adında bir komutana bırakılmış. Ama koltuk sevdası bu ya insanoğlunun en büyük düşmanı, Antipatrides'i de ele geçirmiş ve onu kendisini tek hükümdar sanma yanılgısına sürüklemiş. Bunun üzerine İskender, Giritli Nearkhos'dan kenti tekrar ele geçirmesini istemiş.


Nearkhos akıllı bir komutanmış belli ki tarihi olaylara ve öykülere de hakimmiş. Bir şenlik düzenlemiş. Antipatrides güç sarhoşu ya, bu şenliğin onun adına olduğunu düşünerek kabul etmiş. Şenlik sırasında müzisyen köleler ellerinde müzik aletleriyle gelmişler. Ancak ne köleler köleymiş ne de müzik aletleri birer çalgı. Köle kılığına girmiş askerler, aslında silah olan müzik aletleri ile Antipatrides'i gafil avlamışlar. Troia'dan çok sonra yaşanan bu olay da bir öykü olarak anlatılmaya başlanmış.


Tarihin tekerrür ettiği bir gerçek olduğuna göre bu öykünün de yaşanmış olması mümkündür diye düşünüyorum, ne dersin?


Artık Fethiye'nin nasıl doğduğunu, isimlerini hatta isimlerinden birisinin öyküsünü, küçük sırrını bile biliyorsun, diğer tüm isimlerinin de birer öyküsü var eğer merak ettiysen. Ama onlar başka bir yazının konusu olacak. Dilersen abone olarak, diğer yazılardan haberdar olabilirsin! Biz devam edelim. 😄


ree

Son adım Fethiye'yi düşündüğünde aklına nelerin geldiği. Çok sevdiğin bir dostun aklına geldiğinde zihninde canlanan, sadece ona özgü ilk beş özelliğini düşünmeye çalış! Bunu bir kent için de yapabilirsin ve eğer aklına gelenler ona özgü değilse demek ki o kenti daha tanıyamamışsın! Ne demiştik tanımıyorsan ''ait'' değilsin demektir!

O zaman hadi bir düşün Fethiye'nin adını duyduğunda belleğinde canlanan şeyler ne? Ve içlerinde senin bağ kurdukların hangileri? Deniz ve deniz sporlarını seven, balık tutmaktan hoşlanan biriysen Fethiye senin için Ölüdeniz, Çalış Plajı, sahili, iri ufaklı burada isimlerini vererek büyüsünü bozmak istemediğim eşsiz koylarında anlam buluyor olabilir! Ekstrem sporların tutkunuysan elbette Yamaç Paraşütü ve Babadağ ilk aklına gelen özelliğidir. Bir şeyler yetiştirmekten hoşlanıyorsan toprakla temas halinde olmak, doğada spor yapmaktan hoşlanan, kamp yapmayı seven biriysen Likya Yolu aklına geliyor olabilir. İşsizsen ve iş arıyorsan olanakların kısıtlı olması sevmediğin özelliklerinden birisidir belki de! Dikkat ettiğin bir şey oldu mu? Evet! Kent senin hayattan beklentilerine göre belleğinde bir yer ediniyor değil mi? Fethiye'den senin beklediklerin neler? Bunu bir tart! Ne dersin sence dost olmanızı sağlar mı?


Sana kendi bakış açımı anlatarak belki bu konuda yardımcı olabilirim.


ree

İlk kez yerleştiğimiz zaman sadece yaz tatillerinde geldiğim Fethiye benim için Eskişehir'den sonra çok sıkıcı ve kesinlikle hayatımı geçirmek istemediğim bir yerdi! Elbette 15 yaşında bir çocukken bunları farkına varabilmek çok zor. Üniversite hayatıma başladığımda benim için Fethiye, kendimle yalnız kalmaktan mutlu olabildiğim ve kesinlikle yıldızları doyasıya izleyebildiğim, gökyüzünü görüp , bulutlardan hayaller kurduğum bir yer olmaya başladı. Çünkü yüksek binaların arasında olup gökyüzünü görmeye çalışmak ne kadar zor onu fark etmiştim. Üzüldüğümde aradığımın bir ormanın kokusu, bir dalganın sesi olduğunu anladım. Aslında kendimi tanımaya başlamam ile yaşadığım kentle bağ kurma isteğim ve ondan beklentilerime olan farkındalığım artmaya başlamıştı. Çalış Plajı'nda bir günbatımını izleyebilmek, yazın sabah erken kalkıp güneş doğmadan yüzme antrenmanları yapabilmek, sahilde bisiklet sürebilmek, yürüyerek her yere gidebilmek, orman ve doğa yürüyüşleri yapabilme olanağına sahip olabilmek; Amintas Kral Mezarı'na bakıp her seferinde geçmişi hissedebiliyor olmak hatta Paspatur sokaklarında yürüyüp Fethiye'nin eski kent yerleşiminin nasıl bar ve hediyelik eşya dükkanlarının tahribatından görünürlüğünü kaybettiğine üzülmek! Fethiye'yi keşfederken, tanıdığım Melis'ten farklı bir Melis'i daha keşfetmeye başladım. Farklı hassasiyetleri, sevgisi ve hatta bazen öfkesi olan bir Melis'i! Böylece Fethiye'ye olan aidiyet duygum arttı. Fethiye senin için ne demek ve bu kentte yaşarken sen nasıl birine dönüşüyorsun sonraki ve en son adım işte bunu cevaplamak!


ree

Hangi kentte, ne sebeple yaşıyor olursan ol yukarıda ki soruları kendine sorarak ve en önemlisi merak duygunu canlı tutarak yaşadığın çevreye dair az ya da çok bir aidiyet duygusu geliştirebilirsin. Lütfen her zaman hatırla, kent ve içerisinde barınan insanlar bir bütün! Birbirini iyi ya da kötü yönde geliştiriyor ve değiştiriyor. Yaşadığımız çevreye ne kadar ait hissedersek bu süreç o kadar sağlıklı bir şekilde ilerliyor. Böylece tıpkı bizim ait hissetmemize yarayan o geçmiş hikayeler gibi, gelecek nesillerin de kentle bağ kuracağı anlamlı hikayeleri oluyor!


Hadi sen de bu hafta sonu yaşadığın kentle yeni bir hikaye yaratmak için onu tanı ve kendini keşfet! Eğer Likya bölgesine meraklıysan senin için iki kitap önerime kaynaklar kısmından bakabilir, üzerlerine tıklayarak yayınlara ulaşabilirsin! İyi hafta sonları!






Kaynaklar

Yorumlar


bottom of page